top of page

YAZILARIM

İSKELE

​​

İskelenin ışıkları yandı birer birer, boğazın üstünde kara bulutlar ortaya çıkınca,

Böyleydi gerçekte, bir taraf aydınlanırken, bir taraf ta sönerdi hayatım da…

Bir gemi ayrılırdı iskeleden, başka bir gemi usul usul yanaşırken rıhtıma,

Böyleydi sevgi de, biri girerdi hayatına, bir diğeri seni terk ederken anlamsızca…

 

Bulutlar çeşitli şekillerde geçit törenindeydiler, gökyüzünde hazırlanmış sahnede…

İnsanlar da geçerdi hayatından çeşit çeşit, yazmakta olduğun yaşam adlı eserde,

Bir gemi ayrıldı iskeleden, başka gemiler yanaşmaya çalışırken boşalan iskeleye,

Bense yetişmeye çalışırım her seferinde o ayrılmakta olan gemiye son demde…

​​

KRAL ÇIPLAK KALINCA

Oltanın ucuna takılmış, zavallı bir balık gibi

Yakalanmışız bizim olmayan bir başka hayata...

Çırpınıyoruz anlamsızca hepimiz, fakat nafile,

Üstümüzde, bize yapışmış istemediğimiz bir elbise...

 

Bizler aslında kimiz, neyiz, neler oluyor bize?

Kim vermiş bu yazılmış sahte senaryoyu elimize?

Ve kimin için oynuyoruz bu anlamsız sahneleri,

Üstümüze göre dikilmemiş bu yıpranmış kostümle...

 

Çıkarsak etiketini, atsak üstümüzden bu kaftanı,

Ne oyun kalır oynanan, ne de senaryo yazılan...

Bazıları ayakta alkışlar, bu cesur hareketi gerçekte,

Ama çoğunluk ayıplar seni, çünkü Kral çıplaktır sahnede...

BELKİ YARIN OLUR

 

Derin bir nefes çektim içime, hayatı kokladım.

Çam ormanlarının keskin kokusunu ciğerlerime,

Denizlerin sonsuz turkuazını gözlerime,

Bulutların yumuşak beyazını ümitlerime,

Gecenin korkutucu karanlığını geçmişime,

Güllerin kırmızısını aşkın yarınına sakladım.

bottom of page