top of page

Affetmenin Dayanılmaz Hafifliği

  • Cem Üner
  • 18 Ağu
  • 3 dakikada okunur

”Günahkarlar tövbe edip, imana gelirse şüphesiz ki onların tövbelerini kabul eder, ve onların içlerinden salih amel işleyenlerin mekanını cennet eylerim…”


Allah’ın mekanı cennet eylemesi belki de mecazi bir anlatımdır. Ama cennet kavramının ortaya konulması o kişinin en büyük yargıç tarafından affedilmesi anlamına gelmektedir. Affetmek ile ilgili Maide suresi 93. Ayette “………. İmanlarından ayrılmadıkları, Allah’tan korktukları ve iyilikte bulundukları müddetçe, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur……” ve En’am suresi 54. Ayette “Ayetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara şöyle söyle: Selam olsun size! Rabbiniz sizden kim bilmeyerek fenalık işler de arksından tövbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. O bağışlayan ve merhamet edendir.” de Allah’ın affediciliğinin çok güzel bir örneği vardır. Ve Bakara suresi 160. Ayet aslında insanoğlu için ibret almasını gerektirecek kadar önemlidir. Bu ayet hata yapıp, hatasını açıklıkla dile getirip, özür dileyen kimselerin durumu ile ilgili bilgi vermektedir. Ve Allah kendi gibi, sizlerin de ona öyle yaklaşmasını beklemektedir. ”Ancak tövbe edip, durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tövbelerini kabul ederim. Ben tövbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.”


Müslümanlıkta affetmek, Allah’ın da bağışlayan ve affeden sıfatlarıyla çok önemli bir eylemdir. Allah tövbe edenlere karşı bu denli bağışlayıcı ve affediciyken ve tekrar kendisine sığınılmasına izin veriyorken, biz İnsanlar ne haddimize “seni asla affetmem” cümlesini ağzımıza alabiliyoruz diye sormak isterim sizlere…


Tüm bu söylediklerimi sanki size bir şeyleri kanıtlamaya çalışıyormuşum gibi hissedebilirsiniz, yalnız unutmayın ki bir şeyler kanıtlamamız gereken yalnızca Allah’tır, onu kimse aldatamaz, çünkü yine bir ayetinde” Ben sizin gönüllerinizdekini bilirim” diyor. Benim bu yapmaya çalıştığım sadece yine içimden gelen bir şey, size sadece bildiriyorum, anlatıyorum, içimden bir ses bunun doğru olacağını ve bunu yapmam gerektiğini söylediği için yapıyorum. Sakın boş şeyler söylediğimi düşünmeyin tüm bunlarla, buna yine Kur-an’dan bir sure ile cevap vereyim tabii eğer böyle düşünüyorsanız,” Asr “ suresi, çok bilinen bir suredir.


“Asr’a and olsun ki… İnsan hiç şüphesiz hüsran içindedir. Ancak inanıp yararlı iş işleyenler ve birbirlerine gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye edenler bunun dışındadır “



Bir anda düşünebilirsiniz bu kadar bilgiye bu adam nasıl hasıl oldu bu kadar zamanda diye, din ve ayetlerle ilgili… Bu bilgiye ulaşabilirsiniz, tek yapmanız gereken Musevi kardeşlerimizin yaptığı gibi “On adet emri” takip etmek değil, sadece size bildirilen “ilk emri” takip edin…

“İkra” 

“Oku”


Zaten elinin altındaki, gözünün önündeki bilgiyi oku…


Eminim siz de kendi kendinize acı çektiğiniz ve keşke dediğiniz birçok günah işlemişsinizdir, sözle davranışlarınızla, hayatlarınızda yapmışsınızdır bunu… Bilmiyorum hangi hatalar Allah katında daha büyüktür benimki mi yoksa sizlerin ki mi, yoksa başkalarınınki mi, ama bunu tartışmak ne bana ne size düşmez, inancımıza göre, her şeyi gören Allah ve en büyük “Hakim” sıfatıyla buna karar vermiş olan ya da ahiret gününde karar verecek elbette O’dur, ama sizler tövbe edip, kendinizi doğru yola soktuğunuzda, Allah size yaptığınız hatalardan sonra nasıl tekrar bir şans verdiyse ve sizde o imkana ihanet etmeden bugünlere bir şekilde ulaştıysanız, herkesin de böyle bir imkanı olmalı tekrardan diye düşünüyorum. Yoksa Müslümanlıkta ki affedicilik yalnızca Allah katında mıdır?

Kul katında bu yok mudur? Ben olduğunu ayetlerden biliyorum ve siz de biliyorsunuz. En büyük günahlardan birini işlemiş olabilirsiniz, ya da karşınızdaki size çok büyük bir yanlış yapmış olabilir. Ama af dileyenlerin bağışlandığı ve gerçeği açıkça söyleyip af dileyenlerin bağışlanıp, cennet makamıyla ödüllendirileceği söylenen ayetler varken ve size ben bu kadar bilgi aktarırken, bu kadar samimi ve içten yaklaşırken sizden de aynısını beklemekteyim ey dostlar… Affedin ki, günü geldiğinde sizi de affedenler olsun.


Hatalar insanlar içindir, insanoğlu beşer, şaşar. Allah da der ki yine ayetlerinde “Ben ne istersem o olur, hayır’da bendendir, şer’de bendendir. Allah ol derse olur. Yani kötü olayları başımıza veren de O, neden? Bizleri imtihan etmek için… Her olayda sizleri hayra çıkartacak bir şeyler, ya da daha çok şer’e götürecek bir şeyler mutlaka vardır. Bunun nasıl olacağına sizin özgür iradeleriniz karar verecektir. Çünkü aynı zamanda ayetlerde “Size düşünesiniz diye öğüt veriyorum” ve  “Size içinizden görevlendirdiğimiz elçilerimizle apaçık ayetler indirdik, siz hala aranızda doğruluğunu mu tartışıyorsunuz” der.


Geçmişi Allah’ın affettiği gibi sizlerin de affedeceğinizi umarım, Allah’ın gösterdiği bağışlayıcılığı, ondan bir parça taşıyan (…ve size ruhumuzdan üfledik…) sizler de gösterin etrafınızdaki herkese


Affedin ve affetmenin dayanılmaz hafiliğini yaşayın.


NOT: Yukarıda verilen surelerdeki ayet numaralarını bir yere not edin ve boş bir zamanınızda okuyun lütfen…


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
BüyüCem

Bu blog 2009'da açıldığında büyümekte olan karşı cinslerle yapılan (farklı kişiler) her iki tarafın da izniyle yayınlanan diyalogları...

 
 
 
Sevgisizlim-1

İlişkimiz su kayağı yapmak gibiydi, birimiz çekiyor, diğerimiz kayıyordu. Kimin kaydığını, sen "Seni terk ediyorum" dediğinde anladım....

 
 
 

Yorumlar


bottom of page